Fındık Ağacı İklim İstekleri

Fındık Ağacı İklim İstekleri

Fındığın iyi bir gelişme göstermesi ve bol ürün vermesi nemli, mutedil iklim bölgelerinde olmaktadır. Karadeniz kıyı bölgesi fındık yetiştiriciliği bakımından en uygun iklim özelliğine sahip bulunmaktadır. Yarı nemli, kurak iklim bölgelerinde fındık yetiştirilebilirse de yağışın yetersiz olması mutlak surette sulamayı gerektirmektedir.

Fındık, Karadeniz Bölgesi’nde sahilden 60 km içeriye ve 750 m yüksekliğe kadar ekonomik olarak yetiştirilebilmektedir. Deniz seviyesinden 0–250 m yükseklik ve 10 km iç kısma kadar olan yöreler sahil kol olarak isimlendirilmekte olup fındık yetiştiriciliği için en uygun olan alanlardır. 251–500 m yüksekliğe sahip ve 10–20 km içerde olan yöreler orta kol olup iyi, 501–750 m yükseklik ve 20 km'den fazla iç kısımda kalan yöreler ise yüksek kol olarak isimlendirilmekte ve ikinci derecede fındık yetiştiriciliğine uygun bulunmaktadır.

Bu nedenle 750 m yükseklikten itibaren uygun iklim koşulları olmadığından ekonomik anlamda fındık yetiştiriciliği yapılmamaktadır. Yıllık ortalama sıcaklığın 13–16°C olduğu yörelerde fındık uygun olarak yetişmektedir. Ayrıca bu yörelerde en düşük sıcaklığın -8,-10°C'yi ve en yüksek sıcaklığında 36–37°C'yi geçmemesi, yıllık yağış toplamının 700 mm'nin üstünde olması ve yağışın aylara dağılımının dengeli olması gerekmektedir. Bunun yanında haziran ve temmuz aylarındaki oransal nem de % 60'ın altına düşmemelidir.

Fındık diğer kültür bitki çeşitlerinden farklı olarak kış aylarında çiçek açmakta ve çiçek tozları açıkta iken -5°C, anterler içerisinde -8°C'den itibaren büyük ölçüde zarargörmektedir. Karanfiller ise -8°C'den itibaren zarar görmeye başlamakta ve -16°C'den itibaren de büyük ölçüde ölmektedir. Fındığın sürgün gözleri de -14 °C'den itibaren zarar görmeye başlamakta ve -22° C'den itibarende tamamen ölmektedir.

Fındığın genç sürgünleri, çiçek ve yaprak tomurcukları ile çiçek tozlarının zarar görmesinde düşük ısının etkisi yanında düşük ısıda kalma süresi de önemlidir.

Zarar gören çiçek ve yaprakların oluşturduğu tomurcukların dış kısmı kahverengileşmekte, içleri esmer renk almakta ve daha sonra kuruyarak düşmektedir. Zarar gören karanfil uçları ise esmerleşmekte ve bu renk bozulması çiçek tomurcuğu içersinde stylin tabanına kadar ilerlemektedir. Genç dalların floem kısmıda kahverengi-siyah renk almakta ve daha sonra kurumaktadır. Daha ziyade ilkbahar başlangıcında hava ısınması ile uyanan tomurcuklar, meydana gelecek ilkbaharın geç donlarından etkilenmekte ve bu etkilenme üşüme şeklinde de olabilmektedir. Bu zarar soğuk hava akımının olduğu vadi içlerinde ve soğuk havanın birikim yaptığı taban ve çukur alanlarda daha fazla meydana gelmektedir.

Kış aylarındaki şiddetli rüzgâr ve yağışlar tozlanmayı engellediği gibi ilkbaharda meydana gelen uzun süreli sisler de fındıkta döllenmeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Ayrıca haziran ve temmuz aylarının fazla sıcak ve kurak geçmesi fındıkta su dengesinin bozulmasına ve meyve içinin iyi teşekkül etmemesi ile hasat önü dökümünün artmasına sebep olmaktadır.
Top